9 Nisan 2010 Cuma
İzmirli Misafirlerimizin Taraklı Gezisi
İzmir'den Nurcan Öztürk yönetiminde gelen misafirlerimiz Taraklımızı gezerek çok memnun kaldıklarını dile getirdiler. Tarihin ve doğanın iç içe olduğu ilçemiz Taraklı'yı gezerek tarihi evlerin olsun, asırlık çınar ve diğer gezilmeye değer yerleri gezerek tekrer Taraklı'ya gelmeyi düşündüklerini söyleyerek ilçeden ayrıldılar.
4 Mart 2010 Perşembe
Karagöl Yaylası
İlçenin 21 km. kuzeydoğusunda Samanlı Dağları’nın uzantısı olan dağlar üzerinde yer alan yaylanın, deniz seviyesinden yüksekliği 1200 metredir. Etrafı tamamen çam, kayın, köknar, meşe ve şimşir ağaçları ile kaplı gür ormanlıktır. 567 dekar genişliğindeki alanıyla, bol oksijenli havası ve nefis soğuk içme sularıyla doğal bir tedavi merkezidir.
Yayla ilkbaharda karların erimesiyle sularla kaplanır. Nisan ayının ikinci yarısında sular tamamen çekildikten sonra yemyeşil tabiat hârikası bir görünüme bürünür. İlkbaharda Mahdumlar, Kemaller, Alballar, Esenyurt, Avdan, Tuzla, Dışdedeler, İçdedeler ve Uğurlu köyleri buraya “yaylacılığa” çıkar ve Eylül ayının sonuna kadar burada kalırlar.
Yaylada her hafta Cuma günleri pazar kurulur ve o gün akşama kadar çeşitli şenlikler yapılır. Yayla evleri tamamen ahşaptan yapılmış iki katlıdır. Son zamanlarda betonarme evler de yapılmaktadır. İlkbaharda karların erimesiyle yaylayı kaplayan sular, jeolojik olarak oluşan düdenler vasıtasıyla yayladan batıp iki kilometre aşağıdaki Uğurlu Köyü deresinden çıkmaktadır. Her yıl binlerce kişi burada kamp kurup konaklamaktadır.
Sakarya Valisi Hüsyin Atak Taraklı'da
Sakar Valisi Sayın Hüsyin Atak Taraklımızı ziyaret etti. Vali Atak'a Taraklı Kaymakamı Mustafa Temiz, Taraklı Belediye Başkanı Tacettin Özkaraman, İl Genel Meclisi Üyesi Kadir Sayın Ak Parti İlçe Başkanı Mehmet Pilavcı Belediye Meclisi Üyesi Hüseyin Nail Çelikkan Taraklı İlçe Emniyet Amiri Fazlı Adıgül ve ilçe Jandarma Komutanı Kıdemli Üsteğmen Serkan Kaymak eşlik ettiler.
2 Mart 2010 Salı
Hıdırlık Tepesi
Taraklı'ya hakim bir tepe konumundadır. Tepe tamamen çam ağaçları ile kaplıdır. Adını Anadolu'nun fethinden önce Anadolu'ya gelen alperenlerden biri olan "Hıdır Dede Türbesi"nden almıştır. Hıdırlık Tepesi, mesire yeri olarak düzenlemiş olup, her yıl Haziran ayının ilk hafta sonu, geniş katılımlı Hıdırlık Pilavı Etkinlikleri burada yapılmaktadır.
Hark Kanyonu
Gürleyik Suyu

İlçeye 9 km. uzaklıkta Mahdumlar Köyünde yer alan Gürleyik Suyu'nun doğduğu yer, insanların sürekli ilgisini çekmektedir. İki tane büyük kaya kütlesinin arsından, tek kaynaktan çıkan bu su, sağlık açısından özellikle tercih edilmektedir. Suyun doğduğu yerin 50 m. aşağısına alabalık üretme tesisi kurulmuştur. Yine halk arasında "kara değirmen" olarak adlandırılan su değirmeni bu suyun gücüyle müşterilerine un öğütmeye devam etmektedir.
1 Mart 2010 Pazartesi
Manilerden Seçmeler
Mevcut yazılı kaynaklarda derlenmiş özgün manilere rastlanmaktadır. Günümüzde düğünlerde, kına gecelerinde mani söyleme geleneği kimi yörelerde canlılığını korumaktadır. Yörede gelini ağlatmak için, ya da geline söyletilen manilee şunlardır:
1) Evlerim ıssız kaldı
Destiler susuz kaldı
Evdeki yengelerim
Görümcesiz kaldı
2) Bugün hava yaz yarim
Mintanı beyaz yarim
Bisikletin üstünde
Bana mektup yaz yarim
3) Gelinlik çarşafı
Belime bağlasınlar
Beni seven dostlarım
Arkadan ağlasınlar
4) Alan düzün yolları
Tahtadan tahtaya mı?
Yar bizim buluşmamız
Haftadan haftaya mı?
5) İn dereye dereye
Sarı erik yemeye
Annem yumurta satmış
Seni evlendirmeye
6) Bahçenin kapısını
Bir vuruşta açarım
Dünür yolla sevdiğim
Vermezlerse kaçarım
1) Evlerim ıssız kaldı
Destiler susuz kaldı
Evdeki yengelerim
Görümcesiz kaldı
2) Bugün hava yaz yarim
Mintanı beyaz yarim
Bisikletin üstünde
Bana mektup yaz yarim
3) Gelinlik çarşafı
Belime bağlasınlar
Beni seven dostlarım
Arkadan ağlasınlar
4) Alan düzün yolları
Tahtadan tahtaya mı?
Yar bizim buluşmamız
Haftadan haftaya mı?
5) İn dereye dereye
Sarı erik yemeye
Annem yumurta satmış
Seni evlendirmeye
6) Bahçenin kapısını
Bir vuruşta açarım
Dünür yolla sevdiğim
Vermezlerse kaçarım
Yöresel Yemeklerimiz

1) KEŞKEK
Özel beyaz keşkeklik buğdaydan yapılır.
Yapılışı : Buğday akşamdan ıslatılır.Böylece kabarma sağlanır.Akşamdan ıslanan buğday sabahleyin bir kazana konur. Bir miktar da yağ-soğan yapılır. Birlikte kaynamaya bırakılır.3-4 saat kaynatılan buğdayın içine haşlanmış tavuk ve koyun veya büyük baş hayvanın boynunda alınmış et ince ince didilerek atılır. Büyük bir kepçeyle 1-2 saat keşkek sakız hale gelinceye kadar dövülür. Böylece lezzetli bir yemek elde edilmiş olur.
Keşkeğin üzerine kızartılmış tereyağ ve karabiber eklenerek servise sunulur.
Keşkek Taraklıda özellikle sünnet ve düğün cemiyetlerinde yapılır.Bir de çok özel misafirlere yapılır.
2)YAPRAK DOLMASI
Bulgur pilavı üzüm asmasının yapraklarıyla sarılarak yapılan bir yemektir.
Yapılışı : Taze üzüm asmasının yaprakları haşlanır.Pilavlık bulgurdan içlik hazırlanır.Hazırlanan bulgur asma yapraklarına kalem inceliğinde 7-8 cm boyunda sarılarak toprak çömleğe sırayla konulur.Zeytinyağı dökülerek pişirilir.Sade veya üzerine yoğurt dökülerek de yenilebilir.
Özellikle dini bayramların ve düğünlerin vazgeçilmez yemeğidir.
3)KÖPÜK HELVASI
Taraklının özgün tatlılarından biridir.
Yarım Kg. çöğen kökü , 10 Kg . suyun içine katılarak kaynatılır.Su miktarı yarıya inince 2 adet yumurtanın beyazı katılarak çırpılır. 5 Kg.toz şeker,5 Kg glikoz ve 2-3 litre su ilave edilerek 100 derecenin üzerindeki bir ısıyla kaynatılır.
Karışım koyulaşmaya başlayınca kaynatılmaya son verilir. Soğuyunca tatlı servise hazır hale gelir.
Köpük helvasının üzerisine sıvı tahin katılarak yenirse daha lezzetli olur.
4)UHUT
Hammaddesi buğday olan , hiçbir tatlandırıcı kullanılmadan yapılan , pekmezli tahin kıvamında Taraklı’ya özgü bir tatlı çeşididir.
Alt tarafı bir çok yerinden delinmiş büyükçe bir kaba yarısına kadar buğday doldurulur. Islatılarak güneş ışığı almayan bir yere bırakılır.2-3 günde bir karıştılır. Nemliği azaldıkça su ilave edilir.Buğday çimlenmeye başladıkça kabın içinde genişlemeye başlar. Topaklanan ve nemlenen buğday beyaz rengini alır.
Topaklanan buğday el ile ufalanarak bir bez üzerine serilir. Tekrar kabın içine konularak su ilave edilir.15-20 gün geçtikten sonra çimlenen buğday , bir tokmak ile dövülerek suyu çıkarılır.
Çimlenmiş buğdaydan elde edilen bu suyun içerisine az bir miktar normal su ilave edilerek küçük bir kazanda kaynatılmaya başlanır.
Kaynamaya başlayınca az bir miktar un ilave edilerek karıştırılır. Ateşin üzerinde kaynadıkça koyulmaya ve rengi kahverengiye doğru ulaşmaya başlar.
Rengi tam kahverengi olup kıvamında tahinli pekmez halini alınca kaynatma işine son verilerek uhut ateşten alınır ve soğumaya bırakılır.
Hiçbir şeker kullanılmadan elde edilen uhut kendine has tadıyla sofralarda yerini alır.
Uhutu ilk kez tadanlar için ‘ ben niçin şimdiye kadar bu tatlıyı tatmadım’ diye hayıflanacağı Taraklı’ya has bir tatlı çeşididir.
5)ÜRE TATLISI
Süt ateşe konur, ısınmaya başlayınca çekilmiş darı yavaş yavaş dökülerek karıştırılırken şeker ilave edilir. Normal ateşte kaynayıncaya kadar karıştırılır ve daha sonra koyulaşıncaya kadar orta ateşte bekletilir. Küçük kaselere konur ve servis yapılır.
6)DEĞİRMEN BÖREĞİ
Yayladaki un değirmeninde öğütülen buğday unundan yapılır. Soğuk yayla suyuyla özenle yoğrulan hamur kızdırılmış ocak taşının üzerine serilir. Hamur elle yuvarlak bir şekil aldırılmış biçimde üzerine korsuz kızgın kül örtülür. Yirmi, yirmi beş dakika sonra alınır, küllerden temizlenir. Soğuk suyla hafif nemlendirilip bir bohçaya sarılır, daha sonra lezzet ve kokusu içinde yenir.
7)KABAK TATLISI
Kabaklar 2-3 cm. kalınlığında 7-8 cm. eninde parçalara ayrılarak kabukları soyulur, yıkandıktan sonra tencereye konur. Bir kat kabak, bir kat şeker yerleştirilir. Bu şekilde bir gece bekletilerek kabağın kendi suyunu salması sağlanır. Saldığı su ile kapağı kapalı olarak kabaklar yumuşayıncaya kadar kaynatılır. Daha sonra tencerenin kapağı açık olarak suyu çekinceye kadar kaynatılır. Sıcakken bir tepsiye dizilerek bir süre fırında pişirilir. Soğuyunca üzerine ceviz serpilir (Hindistan cevizi, Çam fıstığı gibi malzemelerle de süsleebilir.)
Su Değirmeni
Mahdumlar Köyü'nde Gürleyik Suyu başına kurulmuş olan ve halk dilinde "kara değirmen" olarak anılan, beş taşlı su değirmeni köylüler tarafından günümüzde de kullanılmaktadır.
Tarihi Hamam
28 Şubat 2010 Pazar
27 Şubat 2010 Cumartesi
700 Yıllık (7 Asırlık) Çınar Ağacı
Yunus Paşa Camii (Kurşunlu Camii)
Taraklı İlçe merkezi Ulucami Mahallesi'nde bulunan Yunus Paşa Camii Yavuz Sultan Selim'in Vezir-i Azamı Yunus Paşa tarafından 1517 yılında yaptırılan Yunus Paşa Camii, kubbesi kurşun kaplı olduğundan, halk arasında "Kurşunlu Camii" diye anılır.Camii kesme taşlardan kare bir plan üzerine inşa edilmiştir. Caminin cephe duvarları, ince yontu küfeki taşından inşa edilmiş olup, yine küfeki taşından işlenmiş saçak kornişleri ile sonuçlanmaktadır. Caminin içindeki tüm hat yazıları Taraklılı merhum hattat Saim Özel tarafından yazılmıştır.
Taraklı Mahalle ve Köyleri
1-Taraklı Mahalleleri
a)Hacımurat Mahallesi
b)Ulucami Mahallesi
c)Yusufbey Mahallesi
d)Yenidoğan Mahallesi
2-Taraklı Köyleri
a)Akçapınar Köyü
b)Asku Köyü
c)Alballar Köyü
d)Avdan köyü
e)Çamtepe Köyü
f)Çay Köyü
g)Dışdedeler köyü
h)Doğancıl Köyü
ı)Duman Köyü
i)Esenyurt Köyü
j)Hacıaliler Köyü
k)Hacıyakup Köyü
l)Hark Köyü
m)İçdedeler Köyü
n)Kemaller Köyü
o)Mahdumlar Köyü
ö)Pirler Köyü
p)Poydalar Köyü
r)Sabırlar Köyü
s)Tuzla Köyü
ş)Uğurlu Köyü
t)Yeniköy
a)Hacımurat Mahallesi
b)Ulucami Mahallesi
c)Yusufbey Mahallesi
d)Yenidoğan Mahallesi
2-Taraklı Köyleri
a)Akçapınar Köyü
b)Asku Köyü
c)Alballar Köyü
d)Avdan köyü
e)Çamtepe Köyü
f)Çay Köyü
g)Dışdedeler köyü
h)Doğancıl Köyü
ı)Duman Köyü
i)Esenyurt Köyü
j)Hacıaliler Köyü
k)Hacıyakup Köyü
l)Hark Köyü
m)İçdedeler Köyü
n)Kemaller Köyü
o)Mahdumlar Köyü
ö)Pirler Köyü
p)Poydalar Köyü
r)Sabırlar Köyü
s)Tuzla Köyü
ş)Uğurlu Köyü
t)Yeniköy
Taraklı Tarihi

Marmara Bölgesi'nin güneydoğusunda yer alan ilçe Sakarya İli sınırları içindedir ve Ankara ile İstanbul şehirleri arasında yer alır.
Antik çağda Taraklı, "Dablais", "Doris", "Deblis", "Dablai" ve "Dablar" isimleri ile anılmakta ve Hellenistik dönemde "Bithynia" adını alan bölge içinde olduğu bilinmektedir. Hisartepe'de bulunan iki sarnıç M.Ö. 2000 ile M.Ö. 1000 arasını tarihlemektedir.
Taraklı'nın Osmanlı topraklarına katılışı 1289 ile 1293 yılları arsında ihtilaf olmakla birlikte, Taraklı'nın Osmanlı Beyliği topraklarına katılışı Beyliğin Anadolu Selçuklu Devletine yarım bağlı olduğu yıllara rastlar. Taraklı Bizans döneminde Bursa Tekfurluğu'na bağlı küçük bir kale şehri iken Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan önce (Ertuğrul Gazi zamanında), Osman Gazi'nin Taraklı'yı alma alma fikri üzerine Harmankaya Tekfuru Köse Mihal'in tavsiyelerine uyarak Osman Bey'in silah arkadaşı Samsa Çavuş Sakarya Vadisi'ndeki Sorkun, Yenice Tarakçı (Taraklı) ve Göynük taraflarına akın düzenlemiş, Hıristiyan ahalinin yaşadığı bu toprakları Bizanslılardan alarak Osmanlı Beyliğinin topraklarına katnıştır. Tarihi kaynaklarda Taraklı Hisarı'nın kuşatması sırasında Taraklı,da oldukça hasar meydana geldiği anlaşılmaktadır.
1831 Osmanlı Nüfus sayımında, Taraklı, "Kocaeli Livasının Cezayir-i Bahr-ı Sefid Eyaleti"ne, 1846 Devlet Salnamesinden ise Taraklı'nın Kocaeli Livasının Kastamonu Eyaleti"ne bağlıdır. Yine Taraklı'nın 1867 tarihli Vilayet Nizamnamesinde "Kocaeli Sancağının Hüdavendigar Vilayetine" bağlı olduğu görülmektedir. Taraklı'da o gün için Kocaeli Sancağı sınırları içinde yer almaktadır. 1892 Devlet Salnamesime göre, Kocaeli Bağımsız Sancağı'na bağlı Taraklı, bu idari bağlantısını 1918 yılına kadar sürdürmektedir. Osmanlı Devleti döneminde kaza olan Taraklı, Cumhuriyet ile birlikte 1926-1954 yılları arasında bucak (nahiye) olarak kalmış, 1954 yılında ise belediye teşkilatı kurulmuş ve 1987 yılına kadar Geyve İlçesine bağlı kasaba olarak kalmıştır. 27 Haziran 1987 tarihinde 3392 Sayılı Kanun ile İlçe teşkilatına dönüştürülmüş olup, 30 Temmuz 1988 tarihinde ilk kaymakamı göreve başlamıştır. İlçe, 4 mahalle, 22 köy yerleşim biriminden oluşmaktadır.
26 Şubat 2010 Cuma
Taraklı Kültür Evi

Taraklı merkezinde, II. Abdulhamit dönemi mimarisine sahip, 1930-1970 yılları arasında ilk okul olarak açılan bina, 1970-1988 yılları arasında belediye binası, 1988-1996 yılları arasında hükümet konağı olarak kullanılmıştır. Ciddi bir restorasyon sonucunda 2001 yılından bu yana yöresel el sanatlarının sergilendiği, kültürel programların icra edildiği bir kültürevi olarak hizmet vermekte, ilçeye gelen yerli ve yabancı turistler tarafından da büyük ilgi görmektedir.
Hacı Atıf Hanı (Tarihi Han)
İpek yolu üzerinde olan ve geçmişte kervanların konakladığı Hacı Atıf Hanı, Taraklı'da Ulucami Mahallesi'nde bulunmaktadır. Alt katlar dükkan, üst katlarda otel olarak kullanıldığı han iki katlıve "U" biçimindedir ve "U"nun açık kısmı kuzeye bakmaktadır. Temeli moloz taş üzerine hımışık duvar (ahşap ve çamur karışımı) olarak yapılmıştır. Ana giriş kapısının sağ tarafında bir, solyanında iki büyük penceresiyer almaktadır. Binanın üstüde ahşap çatı olup, kiremitle örtülüdür. Sol tarafındaki bölümde, büyük bir hol bulunmaktadır. Üzerinde balkon tarzında ve revaklarla düzenlenmiş, hanın üst katında odalar yer almaktadır. Orta bölümün üzeri yuvarlak ahşap kemerlerle dışarı açılır. Kemerler Bağdadi tekniğiyle yapılmıştır. Kemer biçimlerinden ve yapı elemnlarından, XIX. yüzyılın sonu ile XX. yüzyılın başına tarihlenir. Hanın doğu kanadı yıkılarak dükkan yapılmıştır. Batı kanadı ise eve dönüştürülmüştür. Üst kat odalarının tavan ve tabandöşemeleri tamamen ahşaptır. Geleneksel konut açısından yörenin tek hanı olması yanı sıra Türk kültürünün misafir ağırlama geleneğinin yaşatabileceği yöredeki son mekanı olan han şu anda kullanılmaz durumdadır. 1950-1965 yılları arasında postane olarak kullanılmıştır. Ancak Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde de Taraklı'da bir handan bahsedilmektedir. Muhtemelen yapının ikinci kez yaklaşık olarak günümüzden 200 yıl önce tekrar yapıldığı sanılmaktadır.
Fenerli Ev (Haşim Ağa Konağı)
Taraklı Rüştiye sokağında bulunan ve ilçe eşrafından Haşim Ağa'ya ait olması nedeniyle "Haşim Ağa Konağı" olarakta bilinmektedir.XIX. yüzyıl yapımı görkemli bina, çatısındaki 360 drece açıyla tüm ilçeyi görme imkânı vern cihannüması (feneri)nedeniyle Sakarya'nın en ilgi çekici yapısıolma özelliğini taşımaktadır. Halk arasında "Fnerli Ev" olarak da isimlendirilen yapı,doğal yıpranmalar sonucunda büyük tahribat görmüştür.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)